Bir Küçük Ekim Meselesi: Ne, Gaziantep Mi ?

Hep söyler dururdum, "Gaziantep'e gitmeden ölmeyeceğim" diye. An itibari ile artık gözüm açık gitmem. Gaziantep'in bana öğrettiği bir şey var aslında, beklentilerimizi çok yükseltmek yerine yani var olanı kendi hayal gücümüzle bir mukayeseye zorlamak yerine doğaçlamanın keyfini sürmek belki daha güzel ...

Hayal gücümüzden daha büyüğü yok nasıl olsa. (özellikle benim gibi iflah olmayan bir hayalperest için)

Yazımın başlığını Antep'e haksızlık etmemek için değiştirdim çünkü benim ilk anki sinirle uygun gördüğüm başlık aslında "Tacizciler Şehri : Antep" olacaktı. Gazi ünvanlı bir şehre bunu 3 savaş gazisi bir adamın büyük torunu olarak öncelikle kendime yakıştıramadım.

Sebebine gelince..

Yakınlarım ve takipçilerim çok iyi bilir ki ben yalnız yola çıkmayı şiar edinen biriyim. Yolda ve yolculukta birileri tabii ki eşlik edebilir ama özümde sırt çantama söz konusu keşifse önce bencilliğimi atıyorum :) Diğer türlü keşiften biraz uzak kaldığımı söyleyebilirim.

En önyargılı yerlerde tek başıma gezdim, Ankaranın ayazında, Konya'da türbelerin arasında, Kars'ın ıssız sokaklarında.. Bu illerin hiç birinde yalnız dolaşan sırt çantalı genç bir kadın olarak rahatsız edilmeden gezdim. Ancak Antep'te yanımda erkek arkadaşımla yürürken bile inanılmaz tacizlere maruz kaldım. Çoğunuzun aklına kılık kıyafetimle ilgili sorular geliyor olabilir , ha ne giyersem giyeyim bir kadını sokakta yürürken huzursuz eden bu zihniyeti asla haklı bulmuyorum, ancak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki kendimi çırılçıplak geziyormuşum gibi hissettiren insanların bu tacizlerini mazur gösterecek de bir kıyafet asla taşımıyordum.

Malesef ortalama olarak her 5 adımda bir beden diliyle ve sözle bir tacize uğradım. Gitmeden önce Katmerci Zekariya Usta'ya gidip bir katmer yemek niyetindeyim ancak öylesine huzursuz, endişeli ve güvensizdim ki o yolu yürümekten çekindim. Bu maço eğlenceler, maço tavırlar gezimi burnumdan getirebilirdi ne var ki her koşulda eğlenmesini bilecek bir enerjiye sahibim.

Gaziantep esnafı oldukça saygılı, misafirsever, dışarda tanıştığım insanları oldukça yardımsever sevecenken, şehri, kadına zerre saygısı olmayan medeniyet fukarası homosapiyenler sebebiyle karalamak istemedim.

Antep deyince aklınıza ilk tacizciler gelmesin tabii ki :) Asla bir daha adımımı basmam dediğim Antep'e eve döner dönmez uçak bileti bakmaya başladıysam sebebi tabii ki mutfağı :) Arkadaşlar burda ne yerseniz, nerde yerseniz damakta aşk nasıl yeşerir anlayacaksınız. Benim gibi sebzeci bir insanı bile kebap sapığı yapıp çıkan bir şehir. Ancak tabii ki bir kaç adres vereceğim "en iyiler" için.

Öncelikle Kebap ;

Kebap için özellikle bu işten anlayanlara gurme bir önerim var, Altun Et/Kebap Mangal. Hikayesi de şöyle, burası bir zamanlar kendi halinde bir kasap dükkanı. Hobi olarak bişeyler pişirmeye başlıyorlar. Baktılar seviliyor, satmaya başlıyorlar. Baktılar kapı kuyruk, ufak bir restoran açmışlar. Pek kişi bilmiyor hala. Ancak zaten böyle efsanevi lezzetler böyle sır gibi saklanan yerlerde oluyor. Piyasalaşınca bir İmam Çağdaş vakaası haline geliyor. ALtun'un lahmacunu efsane, ayranı olay, kebapları hakkında ise yorum yapmak için damağım şuan resmen kaşınıyor.

İmam Çağdaş demişken ,
Burası Antep eski çarşıda konumlanmış en meşhur, en bilindik, çok kapasiteli, tam piyasa diyebileceğimiz bir mekan. Hizmet korkunç. (Ha tek başına bir kadın olarak gittiyseniz biraz da sosyal yetenekleriniz gelişmişse bir çay kahve uçuyor önünüze). Kebap lokantalarındaki alışık olduğumuz ön ikramları filan burda beklemeyin. Salata, istemezseniz gelmiyor. Kebapları ortalama üstü ama bi "mmmhh" dedirtmiyor. Lahmacun ikramı ise kafalarına göre (tabii ki hesaba ekleniyor). Burada en sevdiğim iki şey ayranın sunum şekli ve Ali Nazik. Burada bir şey yiycem diyorsanız Ali Nazik yemelisiniz.

Antep denir de ciğer kavurmadan bahsedilmez mi?
Ciğer deyice üç oturup iki düşünen ben, ciğer kavurma denen o şeyi süpürdüm resmen, tabaktan geriye hiç bir şey kalmadı, ciğer kırıntılarının bile esamesi okunmadı. Adres neresi miydi ? - Bulvar Kebap. Burası da ciğer kavurmada on numara beş yıldız. Ancak farklı kebap çeşitlerini de gönül rahatlığı ile deneyebilirsiniz. Tabii ki bir ciğer düşmanı olarak favorimizi ciğer kavurmadan yana gösteriyoruz :/ Salataları da nefis. Taze. Hoş.

Bi kahve almaz mıyız?

Antep'te müptelası olduğum bir mekan Tahmis Kahvesi . Bahçesi çok hoş. Garsonlar inanılmaz kibar, hoşsohbet, nazik, misafirperver. Sürekli hesap eksik geliyor. 3 günde 5 kere filan gittim buraya her defasında içtiklerimizden yarısının ikram olduğunu söylediler. Kabul etmedim tabii ki. Çokkk çok sevdim, tahmis kahve kahve meraklısı olmayan benim damak tadıma pek uymasa da enfes elma çaylarından bol bol içtim.

Ayrıca Gümrük Han'da Seddar Kahve diye bir yer var, iki renk kahve yapıyorlar. Herkes o fotojenik kahvelerden en azından instagrama bir fotoğraf koyabilmek için gidip içiyor. Tercih meselesi, denenebilir. Ben çok daha iyi ambiansları tercih ettim.

Antep deyince sanır mısın tatlısız olur?

Antepteki en namlı baklavacı Koçak olmasına karşın biz foursquare tavsiyesine uyup Çavuşoğlu Baklava 'yı tercih ettik, hem de iki kere. İkram ettikleri fıstıklara öyle yoğunlaştım ki tatlıya yer kalmadı. Fıstığı bu kadar kütür kütür giden bir mekanın fıstıklı baklavası da tabii ki sizin şehzade/sultan damaklarınıza layık :) Bol keseden malzeme koyuyorlar yalnız. İstanbul esnafının yüreğini hoplatacak hareketler :D

Ben dönerken Güllüoğlu'ndan aldım baklavamı. Çünkü havaalanından almak zorunda kaldım ve havaalanında malesef tek baklavacı oydu. Koçak duy sesimi ve havaalanına şubeni aç balım :)

ve Katmerrrrrr !

Katmer için -bak çok iddialı konuşuyorum- tek bir yere gidiceksin. Katmerci Zekeriya Usta ! Usta güleç yüzlü , babacan, güzel enerjilii bir adam. Siz teklif bile etmeden dükkanı müze gibi size sunuyor. Bir de katmeri var. Aman Allahım.. İbadet edercesine yeniyor. Yanında tabii ki alışkın olduğumuz süt shot'lar bekliyorum ama o leziz sütünden bir dolu bardak getirip bırakıyorlar. Sana geleceğim yeniden Zekeriya Usta !! Zira bir tadan iflah olmaz, artık katmersiz yaşayamaz. Bi de şöyle bir olay var, atıyorum künefeyi üç aşağı beş yukarı sağda solda bulursun ama bu katmeri başka yerde yeme şansın malesef yok :(

ve tabii ki tatlıların şahı KÜNEFE !

Benim kraliçem künefe. Geceleri rüyalarımı, gündüzleri hayallerimi süsleyen özellikle yatmadan önce sabrımı sınayan künefe :)) Duydum ki Cumba diye bir yer varmış. Derler ki adamlar kadınlar üşenmez Hatay'dan buraya künefe yemeğe gelirlermiş. Çılgın mıymış bunlar böyle bir şey yaparlarmış. Durur muyuz ? Denedik efenim. Galiba kendimde şöyle bir şey farkettim. Bir çıta var mesela 1'den 10'a. Benim çıtam 8'e anca değiyor öyle düşün. 8'in üstünü ayırt edemiyorum. İyi künefeydi yediğim, çok iyi künefeydi gerçekten. 8'in üstü kesinlikle. 10 mu 9 mu onu yiyip siz üstadlar karar verirsiniz artık Hatay'dan gidilir mi gidilmez mi :)
Not 1 : süt shot tabii ki de var.
Not 2 : meyve tabağı ve kaymak da mekanın bonusları arasında.
Not 3 : çay iyi, çay güzel, çay ailemizin bir üyesi gibi sıcacık :)

Gece biraz eğlenmek isterseniz süper bir alternatif Bayazhan. Farklı zevkleri harmanlayabilmiş güzel bir han.

Antep'in meşhur tostlarından yiyemedim. Avrupa seyahatlerini andırır bir şekilde pazar günü çoğu dükkanın kapalı olması sebebiyle bazı mekanları da deneyemedim.

Antep'in eski çarşısını, kalesini, üniversite bölgesini, hanlarını, hamamlarını, müzelerini, -söylemeye gerek yok- Zeugma'yı gezdim elbet bunlara fazla değinmiyorum her yerde bulabileceğiniz bilgiler.

Rahmi Bey Konağında kaldım. Evin enteresan bir hikayesi var. Güllüoğlu'nun Güllüoğlu olduğu ev, eski evleri yani. Ermeni yapısı. Bereketle ilgili ve şifai etkileri olduğuna inanılan mistik bir konak. Ben daha ziyade rahatça şarabımızı içebildiğimiz terasında kaldım :) Ve her yanı fotojenik avlusunda. Ve romantik mağarasında. Ve Harry Potter filminden fırlamış gibi olan mutfağında. Ve dev tavanlı, pencerelerinden sarmaşıklar güller arasında uçan kuşlarını görebildiğiniz odasında :)

Bu arada olur da Antep'in dengesiz havasında kuaföre ihtiyacınız oldu, üniversite civarında Diva Kuaför diye bir yer var, inanılmaz (uygun) fiyatlara harikalar yaratıyor adamlar bi makas.