Translate

27 Ocak 2016 Çarşamba

Kars'a Yolculuk 3 - Kars Mutfağı, Ani Harabeleri ve Kars Kalesi

Yoldaki tren arızası yüzünden 2 saat rötarlı geçen tren yolculuğum sonunda sona ermişti. Vagondaki diğer bir kompartımanda benimle seyahat eden güzel insanlar Arzu ve Haluk'un hoş sohbetleri , huzurlu playlisti ve bana tattırdıkları konyak sayesinde o son iki saat de eğlenceli geçmişti gerçi, ama artık Kars için sabırsızlanmaya başlamıştım. Trenin son düdüğü çaldı, daha kapılar açılmadan soğuk içimize derimize işlemişti sanki, ee ne de olsa alışkını değildik. Yine de aşağı indiğinizde diyorsunuz ki "ilk inince bi soğuk ama sonra alışıyor insan" :)
Tren'den indiğim gibi arkadaşım, rehberim, Kars'taki elim ayağım Emrah, beni tren garında karşıladı. Gar hemen merkezde, bavulunuz filan yoksa yürüyerek istediğiniz yere çok rahat geçersiniz. Yoksa da Kars Merkez Taksi 'yi arayabilirsiniz. Emrah, 26 saattir aç olduğumu bildiği için de hemencek Kars'a özgü yemekleri ile meşhur Dilek Teyzenin mekanına götürdü. Glutensiz beslenmek zorunda olduğum şu bir kaç günde piti yiyemeyecek olmak acımasızlıktı ancak Hanımeli Kars Mutfağı'nda her damağa göre bişeyler bulmak mümkün. Mekan tarihi objelere dolu, hele ki ortadaki soba, üzerindeki güğüm ve demlikler beni benden aldı. Hanımeli Kars Mutfağı sadece gurmeler için değil fotoğrafçılar için de uğranılması gereken bir mekan.  Dilek teyze, gece oldu fazla çeşidim yok demesine rağmen bir sürü şey saydı :))
Ben de içlerinden benim diyetime en uygun olan Erivan Köfteyi tercih ettim. Bulgur yiyemediğim için sağolsun üzümlü mükemmel bir de pirinç pilavı koyuverdi önüme. Bir de reyhane getirdi verdi önüme. Ben Kars mutfağının ağır olacağını düşünmüştüm ancak bu kadar hafif ve lezzetli yemekler az bulunur. Kazı ise bir assolist olarak sona saklıyorum, o yüzden henüz tatmış değilim :)
Burdan çıktıktan sonra muhteşem bir binada konuşlanmış Kılıçoğlu Cafe & Bistro 'ya girip birer nane-limon söylüyoruz ki midemlerimizi şımartalım. Sunum şahane. Nane Limonu yanında Kars Balı, pekmez ve dilimlenmiş soyulmuş limon ile servis ediyorlar. Kars'ta bu tarz yerlerin olabileceği konusunda bir bilgim yoktu. Özellikle binasını gezmek ve şöyle biraz dinlenmek için uğrayabileceğiniz bir yer. Yeri de gayet merkezi.
Sıcak içeceklerle içimizi ısıttıktan sonra artık bu benim için çok yorucu geçen günle vedalaşmak üzere ayrılıyoruz. Ben eve geçip dışarının dondurucu soğuğunu üstümden atmak üzere sıcacık bir duşa giriyorum ve ardından bir çocuk gibi evdeki oyuncak ayılarla oynayarak sabah kalkıp Ani-Çıldır yapmak üzere uykuya dalıyorum.  



Ne var ki trein verdiği yorgunluğu üzerimden atamıyor ve uyanamıyorum. Sabah 13:30da artık Emrah'ın telefonu ile uyanıp hazırlanıyorum ve vuruyoruz yola. Şimdi bu noktada size ulaşım hakkında bilgi vermek isterim :

Karsta Ulaşım 

Kars-Ani-Çıldır yolları, hatta Kars merkez içi karlı buzlu olduğu için kimi zaman usta şoförleri bile dize getirebiliyor. Kendinize çok güveniyorsanız elbette araç kiralayabilirsiniz. Ancak Kars'taki araç kiralama şirketleri kurumsal değil ve kaskolu olduğunu iddia ettikleri araçlar için size açık senet imzalattırıyorlar. Böylelikle en ufak bir kazada araç bedelini senete kazarak sizi istemeyeceğiniz bir duruma sokabilirler. Kaldı ki bana çok iyi niyetli bir uygulama gibi gelmedi bu. Elden çıkarılmak istenen araç için en güzel yöntem onlar açısından. Araçların fiyatları hayli yüksek, ne kadar güvenebilirsiniz bilmiyorum çünkü Kars'ta iş yapan, yaşayan insanlar araçların arıza çıkardığı konusunda beni bilgilendirdi.
Bir diğer alternatif ise Kars Taksi'lerle hem yolculuk stresi yaşamadan etrafı izleye izleye keyfini çıkararak seyahat etmek. Böylelikle Kars turizmine de katkı sağlamış olursunuz. Ben araç kiralama fiyatını gözden çıkarttığım için Kars Taksi'yi mantıklı buldum doğrusu. Sizi havalimanından/gardan ya da nerden isterseniz alıyorlar, tüm günlerini size ayırıyorlar, Ani'ye oradan da Çıldır'a götürüyorlar, hatta rehberlik ediyorlar. Kars merkezde kendiniz Kars Kalesi'ne asla çıkamayabilirsiniz ancak kaledeyken ben bu taksiler bir grubu Sarıkamış'tan getirmiş. Zaten Kale'ye çıkabilen 2-3 otomobildik. Gerisi yolda kalmış. Kars Merkez Taksi'nin telefon numarası : +905327911725

Ani Harabeleri

Buralara gelmeden önce Ani Harabeleri'nin tarihini iyi bilmek gerekiyor. Kars'ın Ocaklı köyünde yer alan Ani şehri, Ortaçağın bir İpekyolu şehri. Burada yerleşim esasen milattan öncesine kadar dayanır. Bu kadar önemli eserlerin üzerine kazınan isimler ve saçma sapan notlar insanı gerçekten üzüyor. Ören yeri ise bakımsız. Bir büfesi, tuvaleti bile yok. Bu eserleri daha da tehdit altında bırakan bir durum, çünkü Ani dümdüz bir ovaya yayılıyor. Ani özellikle fotoğrafçıların uğrak noktası olduğu için ( burada kışın sonsuz bir beyazlığın gökyüzüyle birleştiği bir coğrafyadan bahsediyoruz ) tüm gün çekim için alanda olmak gerekebiliyor. Bunun için buradan söylemiş olalım, sit alanı olması inovasyonu engellemez. Oradaki köy evlerinden biri satın alınıp aslına uygun olarak müze köyevi olarak tadilat edilebilir, böylelikle yaz-kış ziyaretçiler otantik köy evinde yeme içme, ısınma, notlarını temize geçme, fotoğraflarını düzenleme ve en önemlisi insani ihtiyaçlarını giderebilirler. Bunu düşünmek atla deve değil, girişte alınan 8 TL'yi sorguluyor çünkü insan. Ani'de müzekart geçiyor ama Maximum Kart'ların müzekart özelliği cihaz olmadığı için kullanılamıyormuş. Haberiniz olsun :)

Ani Harabeleri (yavaş yavaş fotoğraf çekmeyi öğreniyor gibiyim)

Yarın bir aksilik olmazsa Çıldır Gölünde Atalay'ın yerinde balık yiyeceğiz bu sefer. Ben size güzel argümanlar toplayabilmek için yarına hazırlanırken umarım siz de Ani ve Ani yolundan bir kaç fotoğrafın keyfini sürersiniz : 


Ani-Kars Yolu

Cheltikov Otel'in Yanındaki Kapı :)

*Güncelleme 
Günümü son demine kadar sizinle paylaşmazsam olmuyor, rahat edemiyorum :) Ani gezisinden sonra usta şoförüm Emrah'ın bile zorlu bir mücadele sonunda çıktığı Kars Kalesi'ne gidip bir demlik çayı öldürdük. El yapımı sobanın ve doyumsuz manzaranın rehavetine kapılıp uykulanınca dedik ki bir açılmamız gerek. Toparlanıp yemek yemeye gitmeye karar verdik. Ama Kars Kalesinde çoğu zaman canlı müzik mevcut olduğunu da belirtmek isterim. Yayan çıkmak için zorlu bir tırmanış sizi bekliyor olacak, karda biraz sakar. Bir teleferik buraya iyi giderdi. 

ve günün leziz son noktasını şehrin en iyi Cağ Kebabçısı olan Kosor Çağ Kebabı'nda atıyoruz. Anlatılmaz tadılır diyorum sadece. Çalışanlar da pek bir nazik, sıcakkanlı. Sizin de ağzınız sulandı mı ? Ben şimdi 3 şiş daha yemediğime yanıyorum valla.. Her ne kadar cağ kebapçısı da olsa , nar ekşisi döktürdüğüm salatanın tadı rüyalarıma girecek bu gece biliyorum. Eğer rotanızda Erzurum yoksa buraya da mutlaka uğrayın derim ;)





           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çok Okunanlar