Translate

30 Ocak 2016 Cumartesi

Kars'a Yolculuk 4 - Kars Sokakları ve Arkeoloji Müzesi ve Çıldır Gölü

Kars Sokakları

Kars'taki üçüncü günüme Kars Evleri'nde güzel bir kahvaltı ile başlıyorum. Kars evleri, meşhur öğretmen evinin hemen karşısında yer alıyor.
 Bir kere muamele çok düzgün. Dükkanlarda yardımsever, sıcak ses tonuyla ve güler yüzle sizi karşılıyor insanlar. Biz İstanbul insanların özlem duyduğu bir muamele ve sıcakkanlılıkla karşılaşıyorsunuz. Kars Evleri'ne girdiğimde dükkan doluydu, beni 2. salona yerleştirdiler. Orası da güzeldi fakat belli ki en güzel salonda ağırlanmak istediler beni, salon boşalınca hemen beni 1. salona aktardılar. Bir de kalabalık gruplar için tasarlanan otantik bir odası mevcut Kars Evleri'nin. Fotoğrafta arkada yer alan kuş sesleri içinde kahvaltımı bekliyorum. Döşemeler yine bir ev sıcaklığı sağlıyor...
 Ve yavaştan gelmeye başladı kahvaltım. Kars'a özgü çeçil peyniri, kaşari bal, reçeller, meşhur un helvaları, lezzetli yumuşak kıvamlı omleti ile kahvaltı eşsizdi. Lavaşla birlikte sunuyorlar aslında ancak ben glutensiz yaşam testinde olduğum için onu tadamadım. helvayı da tadamadım tabii. Gözüm kaldı ama siz gidip yiyin eminim çok lezzetlidir , size afiyet bal şeker olsun :D İki çayla birlikte aldığım bu kahvaltı ayrıca çok ekonomik, 20 liradan az.
Kahvaltıdan sonra başlıyorum Kars sokaklarını keşfe çıkmaya. Öncelikle şunu söylemek isterim, ben Kars'ın en soğuk günlerinde oradaydım. Dereceler -20, -30 civarı seyrediyordu. Hal böyle olunca cep telefonlarını kullanmak neredeyse imkansız. Çünkü benim Iphone marka telefonum soğuğu görünce hemen şarjını çekiyor, kapanıyor. Geçtim telefonun internetini navigasyonunu kullanmak, fotoğraf bile çekmek imkansız. Tavsiyem, bir harita da edinmeniz. Zira müzenin yanında müzeyi sorduğum bir kaç kişi orada müze olmadığını, kimi de bilmediğini söyledi. Sağa sol, sola sağ demeler de çok yaygın :) Bazı yerlerde fotoğraf makinelerin LCD ekranlarınlarının donduğunu da duydum. Termal içliksiz kesinlikle dolaşmayın, alışkını değilseniz donarsınız. Ben içliğe rağmen mosmor kesildim, derimi patlıcan moru görünce şok oldum. Yerler buz, eğer güzel tabanlı bir ayakkabı ile gezmiyorsanız bol bol kaymaya düşmeye hazır olun :)
Ben içini kaynar suyla doldurduğum sıcak su torbamı attım çantaya, Faikbey caddesi üzerinden yürümeye başladım.

Kars'ın tarihi milattan öncelere kadar dayanıyor. Yani kelimenin her haliyle medeniyetin ilk şehirlerinden birisi. Urartulardan Osmanlıya Ruslardan İngilizlere Malakanlardan Moğol ve Türklere kadar bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kars, mutfağıyla, mimarisiyle, insanıyla bir kültür potası haline gelmiş. Şehrin her yanı Baltık mimarisi yapılarla dolu. Kars'ı Kars yapan Baltık mimarisi eserler şehrin 41 yıl boyu Rusların elinde kalmasının bir sonucu. Şehrin önemli yapılarından birisi. 16. yy'da Kanuni Sultan Süleyman'ın Osmanlı topraklarına kattığı Kars'ta ayrıca bir çok Osmanlı evi de görmek mümkün. Bunların bir çoğu ve en iyi örnekleri Kars çayı kenarında uzanıyor. Kars çayı demişken, fotoğrafçılar için eşsiz bir nokta olduğunu da vurgulamalıyım. Tam Taş Köprü'nün bulunduğu yerin az ilerisi Katerina Sarayı (bugün otel olarak kullanılıyor), çayın arkası Evliya camii ve Havariler kilisesi, önünde Kale manzarası. Hele ki benim gittiğim mevsim, Ocak sonu, çayın bir kısmı buz tutmuş. Çay buzları döve döve akmaya çalışırken ahşap korkulukların ardından izlemenin keyfi arasıra gözünüzün kaydığı üzeri kar kaplı tarihi taş hamamların görüntüsüyle doruk noktaya çıkıyor.
Evliya Camii
Taş Köprü
12 Havariler Kilisesi (Bugün Camii Olarak kullanılıyor)
Katerina Sarayı
Katerina Sarayının Muhteşem Manzaralı Bahçesi
Kars Çayı (kısmi donmuş)
Osmanlı Evleri

Kars Caddeleri 
Chestikov Hotel
 Karsta kışın yürüyerek dolaşıyorsanız sarkıtlara dikkat etmekte fayda var. Azıcık güneşi görünce kılıç gibi patır patır düşüyorlar yere. Gezi gazisi olmayın sonra :)
Bakırcılar Caddesi 
Bu caddeye Halitpaşa Caddesi üzerinden ulaşmanız çok pratik olacak. Ayrıca Halitpaşa caddesi üzerinde meşhur peynirciler, balcılar yer alıyor. Popüler bir cadde.

Kars Arkeoloji Müzesi

Kars'a kadar gelmişken o topraklardan neler gelip geçtiğini görmeden olmaz, o yüzden Arkeoloji Müzesini kesinlikle es geçmeyin. Müze Gara yakın, Faikbey ve Cumhuriyet caddelerinin en en sonunda, kesiştikleri yerde konumlanmış. Yürümek sıkıcı ve yorucu olabilir. Taksi ile merkezden 10 liraya rahatça ulaşabilirsiniz. Müze tamamiyle ücretsiz, ama bir müzekart ifadesi de var kapıda. Vestiyer var, montunuzu filan asıp rahatça gezebiliyosunuz. Ayrıca yüne ücretsiz olarak çanta kilit sistemi var. Eşyanızı dolaba kilitleyip anahtarını veriyorlar.


Arkeoloji Müzesi-Etnografya Katı
Müzeden her zamanki sıcakkanlılığı tadıp öyle ayrılıyorum. Kapıdaki görevli ben ayrılmadan önce bana bir CD ve birkaç tanıtım kitapçığı ve broşür verdi "güzel Karsımızdan bir anı kalsın" diyerek. Çok çok iyi ağırlandım Kars'ta. İnsanların kibarlığına medeniyetine hayran kaldım. Herkes mi cana yakın herkes mi içten olur. İstanbul'dan kalın çorap ve etekle ayrılırken taksi beklerken (elimde bavullarla) bir araba pencereyi açıp yanaşıp tacizde bulunmuştu. Havalimanında herkes eteğime bakıyordu. Ancak Kars'ta aynı tiple rahat rahat dolaştım, sözlü ya da bakışlı bir tacize bile uğramadan, Kars insanının ailesinden biri gibi güvende ve özgürce... Bunu hiç unutmayacağım.

Çıldır Gölü


 Çıldır Gölü'ne bir taksi ile anlaşıp 150-200 TL gibi bir ücrete gidebiliyorsunuz. Off-Road'cu filan değilseniz araç kiralamanızı hiç önermem. Yollar cidden çok tehlikeli. Yolda kalan, dengesini sağlayamayan tırlar, bir kenarı göle uçmaya müsait yollar, hatta tipi sis olursa yol nerde başlıyor, nerde bitiyor anlamayıp sonsuzluğa uzanan o beyaz manzarayı Allah göstermesin kalıcı kılabilirsiniz. Biz taksi ile gitmemize rağmen (usta şoföre rağmen) viyadükte araç kaydı az daha göle uçuyorduk. Taksicinin usta şoförlüğü sayesinde arka tekeri kar birikintisine denk getirmeyi başardık ve araç durdu. Çıldır gölü öyle bir yer ki bu riski göze ala ala gidiyor insan. Yol boyunca sizi seyri doyumsuz bir manzara ağırlıyor. Esprisini kaçırmak hiç istemem ama biraz tip olsun diye bir kaç fotoğraf koyacağım :


Gönül isterdi ki yol üzerindeki köylerde durayım, hop diye köyün içine dalayım. Evlerine misafir olayım. Yol kenarına tavuk atıp tilki bekleyim. Bir tilki bir domuz, beni daha da doğada hissettirecek hayvanları göreyim. Gönül isterdi ki çok vaktim olsun da Eskimo usülü buzu kırıp balık tutalım. (Hayır yalan söylüyorum. Belirtmeliyim ki bu olay çok popüler olduğu için aslında canım istemedi. Eskimo ruhu filan olmuyor. Önceden kesilip ağ atılmış deliklerdeki balığı alıyorlar hepsi bu.) Ama gönül isterdi ki aç olayım da şu meşhur sarı balıklarından tadayım. Gönül isterdi ki dışarda durduğum 15 dk içerisinde serçe parmağım bedenimden kopacak gibi acımasaydı, o denli soğuk olmasaydı da atlı kızak turu yapsaydım ama hem yemini yiyen hayvanlara kıyamadım hem de kendi diğer parmaklarıma :) Buradaki güzellikleri bir liste tamamlamak için değil hissetmek için görmeye gelmiştim zaten. Orda ve anda bulunmanın keyfini fazlasıyla aldım. Ha siz ritüeli tam yaparsınız, kendi tercihiniz. Ama inanın bu hiçlik hissi, sonsuz beyazlık, ve o kusursuzlukta birer mücevher gibi parlayan renkleriyle kızaklar, kayıklar, dilek çaputları ve atlar ile tarifi imkansız bir manzaranın bir parçası olabilmek müthiş bişi. Bu zamana kadar içerisinde bulunduğum en güzel manzara, karlı bir kış akşamüstü kayıkla, karlar lapa lapa yağar ve kenarımızda kuğular yüzerken Bled gölü ortasındaki  kiliseye kürek çektiğimiz manzaraydı. Sanırım Çıldır onu solladı attı.
Çıldır Gölü- Atalay'ın Yeri
Çıldır, Sarıkamış'ı sığdıramadığım Kars rotamın son durağı idi. Kars'a dondurucu soğukları da hesaba katarak şöyle hakkıyla gezmek için en az 5 gün ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Koşturmacasız, telaşsız, tadını çıkara çıkara bir gün Ani yaparsınız, bir diğer gün Çıldır Gölü, civar köyleri gezersiniz, benim yapamadığım. Kars'taki her caddeye sokağa girer, mimarisini fotoğraflarsınız. Sakin bir zamanda Kaleye çıkar, şehri bir demlik çay eşliğinde panoramik olarak izlersiniz. Tadabileceğiniz sayısız lezzeti acelesizce günlere yayabilirsiniz. Denk getirebilirsiniz otellerden birinin Kafkas Halk Oyunları gösterisini izler, dilerseniz akşam aşıkları dinleyebilirsiniz. Tarihi dokulu Kar's ya da Cheltikov otellerinde belki kahvaltı yapmak ya da bir iki bişey içmek isteyebilirsiniz. Hatta olur da soğuk günlerinizi yemezse yakın civarlara günübirlik turlar düzenleyebilirsiniz. Ağrı - Iğdır ya da Ardahan-Artvin gibi bir kaçamak sığdırabilirsiniz.

Kars Harakani Havaalanı
Kars'tan ayrılmak zor.. Kars's gelmek dövme yaptırmak gibi kelimenin tam anlamıyla. Soğuk sizi acıtıyor. Ama ayrılırken buraya yapılacak ikinci bir gezinin planlarını yapmaya çoktan başlamış olarak bulabilirsiniz kendinizi :) 
Bir sonraki yazımda Karsta ne yenir, nerede yenir, ne alınır bunlarla ilgili ufak notlar paylaşacağım. 
Buluşmak üzere :* 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çok Okunanlar