Translate

16 Ocak 2016 Cumartesi

Şehrin Merkezinde Sessiz Bir Sığınak : Atatürk Kitaplığı

Malumunuz, sınav döneminden çıktım, henüz tam çıktım mı belli bile değil esasen :/ Zor bir dönemdi. Ancak bu dönemde uzun zamandır gitmek istediğim , fakat lisans eğitimim boyunca bir şekilde hiç gitmediğim bir sığınağa kapattım kendimi.

İstanbul'da , hem de İstanbul'un göbeği Taksim'de, 24 saat açık bir halk kütüphanesi olduğunu biliyor muydunuz ? Atatürk Kitaplığı , Gezi Parkı'nın sonunda sağda yer alıyor. Bu sayede Gezi Parkı'nın gece gündüz bir Haziran güvenliğinde olduğunu da keşfetmiş oldum.

Kütüphane hakkında biraz bilgi vermek isterim. Öncelikle kapısına gittiğinizde bir kuyrukla karşılaşmanız muhtemel. İçerdeki masalar doldukça alıyorlar içeri. İçeri girmek için bir kimlik bırakıp, masa numaranızı alıyorsunuz. Kapıdaki görevliler çok güler yüzlü ve kibar :) Dilerseniz istediğiniz katı (alt kat ya da üst kat) , tarafı (pencere kenarı ya da masa) hatta masayı (her masanın numarası var) bekleyebilirsiniz. Mesela ben alt kat değil üst kat istediğim için 1-2 kişi fazladan bekledim. Tüm gece kütüphanede olacaksınız yanınıza atıştırmalık bişeyler almanızı da tavsiye ederim. Makinalardan yine de atıştırmalık bir şeyler, çay, kahve, su temin etmek mümkün.

Benim gittiğim gün bir sergi vardı, Türk Sineması emektarlarının resimleri sergilenmekteydi. Görülmeye değer. Gecenin geç saati olduğu için aktif değildi sanırım ama resimlerle fotoğraf çektirmeniz de mümkün anlaşılan :) Sergi 29 Ocak'a kadar devam ediyor. Bununla birlikte küçük salonda sinema gösterimleri oluyor, şansıma - çok severim hababam Sınıfı denk geldi. İnsanın adeta içi ısınıyor. Mahmut Hoca'nın idealist bakışları ve aileden biriymiş gibi yansıttığı sıcaklık birleşince 50 kere de seyretseniz bıkmanıza müsade etmeyecek bir bağımlılık yaratıyor.

Gecenin bir saatinde belediye araçları gelerek bir parça hazır çorba ve çay dağıtıyor. Onca abur cuburdan sonra çorba gelince bir an annesi geldi sanıyor insan.


İki kattan oluşan kütüphanenin her katında tuvalet var. Tuvaletler şık değil ama temiz diyebilirim. Özellikle ben alttakini tavsiye edebilirim. Salon oldukça sessiz ve çok iyi ısınıyor. Bildiğiniz sıcak, bir kaç kere cam açtırmazsınız pişer gidersiniz. Sandalyeler uyumaya fırsat vermiyor. Sandalyeleri birleştirip uyumak olmuyor. Bir koltuk olsaydı en azından iyi olabilirdi, çünkü gecenin bir saatinden sonra , sabaha karşı, her neyse insan bir yarım saat kadar gözlerini dinlendirmek ve biraz dinlenmek istiyor. Zaten saat sabah 7:00 gibi salonu temizlik için boşalttırıyorlar, 8:00 gibi yeniden geçmenize izin veriyorlar.

Ben ders çalışmak için gittiğimden ötürü, ödünç kitap alma ve kaynak çeşitliliği, çoğaltma işlemleri hakkında bir yorum yapamayacağım. Ancak ara sıra kitap okumak için filan da gitmeyi düşündüğüm bir yer, tabii bir daha sabahlar mıyım bilmiyorum :) Çünkü oturarak sabahlamak zorunda kalmak acı verici olabiliyor.

İstanbul'daysanız , hele de öğrenciyseniz, burda mutlaka bir kere sabahlamanızı tavsiye ediyorum. Öğrenciliğinizin en verimli gecelerinden biri olacağına şüphem yok.

Taksim Gezi Parkı 06:30 suları


2 yorum:

  1. Kel alaka bir araştırma yaparken, bu güzel yazıya denk geldim. Umarım bir gün sabahlarım.

    YanıtlaSil
  2. :)) teşekkürler,
    öğrenciliğin akan kanda, damarda hissedildiği bir gece olacağına şüphem yok :)

    YanıtlaSil

Çok Okunanlar