Translate

22 Ocak 2016 Cuma

Bir Animasyon, Bir Belgesel ve Bir Uzun Metraj Dram

Bu Cumartesi , bir kaç kez görüşmemize rağmen sanki yıllardır tanıyormuşum gibi kanımın ısındığı güzeller güzeli Ayşegül'ün doğum günü toplanmasına davetliydim ancak ertesi sabah erkenden uçuşum olduğu için (kar nedeniyle sefer iptal olmazsa tabii) katılamıyorum. O yüzden eğer izlemediyse bu iç film önerisini özellikle kendisine hediye etmek isterim :))
Kar benim uçuşumu iptal eder mi henüz bilmiyorum ama sizin Cuma - Cumartesi gecesi planlarınızı iptal ederse de üzülmeyin :) Bazen pencerenin ardında çil çil yağan kar şehri beyaz bir perdeyle örterken elinize kahve, bir sıcak çikolata alıp ya da çaya eşlik eden patlamış mısır ile, rahat bir koltuğa yerleşip film keyfi yapmak paha biçilmez oluyor. The Revenant'ın gösterime girdiği günde bambaşka üç film önermekle çılgınlık yapıyor olabilirim. Yine de eğer sinemaya bile gidemeyecek kadar miskinseniz ya da çok üşüyor, üşeniyorsanız, bütün bir günü filmlerle kitaplarla geçirmek tam da kışın ruhuna özgü, arada kendinizi şımartmak için yapabileceğiniz keyifli bir tembellik :))
Size biri belgesel biri animasyon biri dram olmak üzere üç film önereceğim bu hafta. Hadi o zaman patlamış mısırdan sıcak çikolataya doğru sıralıyorum :

1- MUSTANG

Mustang, 88. Akademi Ödüllerinde Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde Fransa adına yarışacak Türk yapımı bir Deniz Gamze Ergüven filmi. Bu coğrafyanın insanı olarak tabii ki filmi bir Avrupa'lı gözünden izleyemiyorsunuz. Anadolu'da hayli zaman geçirmiş, aslen Batı Karadenizli olan ben bazı sahnelerde filmden koptum. Film fantastik gelmeye başladı. Sanki tüm sorunları bir potada eritmeye çalışırken pota potalığını kaybetmiş. Sürükleyici bir izlenim sunan Mustang, Avrupalı'nın bakış açısına göre tasarlanmış, kopuklukları olan fakat bir solukta izleyeceğiniz bir film. filmde bazı noktalar açık bırakılmış. Mesela amcanın tüm kızlara karşı bir cinsel istismar içinde olup olmadığı belli değil , benim çıkarımım yalnızca kızlardan Lale'ye karşı böyle bir zaafı var. Ne tür bir cinsel istismar söz konusu olduğu da gizli kalmış. Filmde genel olarak birleşmeyen çok parça var ancak siz de izleyip kendi yorumlarınızı sayfada paylaşabilirsiniz tabii ki. 

2- FINDING VIVIAN MAIER
Beni derinden etkileyen bir belgesel bu. Her şey terkedilmiş bir deponun keşfedilmesi ile başlıyor. Belgesel, sonrasında da takipte kalacağınız ancak o zaman kadar o depoda saklı kalmış ilginç bir yaşamın izlerini sunuyor size. Bu belgeselden sonra büyülenmiş gibi biraz tutuk kaldım bir süre. Daha fazla şey öğrenmek istedim Vivian hakkında. Kişiliğini daha fazla tanımak, tüm sırlarını öğrenmek, tüm çalışmalarını görmek istedim. Depoda saklanan müthiş bir yetenekten bahsediyoruz, nedense çalışmalarını dünyanın önemli müzelerinde sergiletecek kadar iyi işleri en yakınları ile bile paylaşmamış. Sır gibi yaşamış. Eminim bu biraz gizemli yaşam ve ondan geriye kalanlar sizi de uzun süre etkisinde bırakacak. 

3- INSIDE OUT

 Pixar yapımı bu animasyon uzun süre sonra izlediğim en keyifli animasyon filmdi doğrusu. Aslında Fransız yapımlara öylesine aşığım ki, filmin çizgilerine göre önyargıda bulunduğum oluyor zaman zaman. Inside out'un grafiğini ilk gördüğümde de soğuk ve çok çocuksu gelmişti. Ancak iyi ki önyargıma rağmen izlemişim. Konusu ve işlenişi açısından çok sürükleyici bir nefeste izlenecek, izlerken içinizi ısıtacak, hayal gücünüzü kullandırtacak, beyninizin içinde küçük karakterler canlandırmanızı sağlayacak bittiğinden sonra ise sizi gülümsetecek ve farkındalık yaratacak çok yaratıcı bir iş olmuş.

Bu hafta muhtemelen hepimizin Revenant'ı da görüceği düşünülürse, tavsiye ettiğim filmlerle birlikte seyir açısından çok güzel bir hafta olacak :)

Cıvıl cıvıl kalın , kocaman sevgiler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çok Okunanlar