Hala birkaç salonda gösterimdeyken, kan, silah, erkek-erkek cinselliği, şık görselleri ve bunların yanında muhteşem kurgusu ve bir odada geçen bir filmi size 3 saat sıkılmadan izletecek akıcılığı ile klasik bir Tarantino filmi olan The Hateful Eight filmini beyaz perdede görme şansınız var :
Bugüne kadarki ödül törenlerinde önemli ödüller almış olmasının yanında 88. Akademi Ödülleri nam-ı diğer Oscar'da show yapacağını öngördüğümüz The Revenant da hala gösterimde. Yine uzun bir filmle karşı karşıyayız. Filmi içine girip izlemek şart. İzleyim tüketeyim bir film değil The Revenant. Sizi yönetmenin dünyasında ve oyuncuların anlatım yüklü gözlerinde bir yolculuğa çıkarıyor. Hareketli sahneleri de (ayı sahnesi gibi) filmin nasıl bir yüksek kaliteyle çekildiğinin kanıtı adeta. Sadece hikaye olarak bakarsanız kısım kısım abartı içeren zayıf bir hikaye gibi görünebilir ama bütününde iyi bir iş çıkmış olduğu gerçek :
Bunca vurdulu kırdılı sahneden kendinizi dingin sulara atmak isterseniz biyografik dram filmi Danish Girl, ilginç bir değişim hikayesini izleyici ile buluşturuyor. Karakterini arayıp bulma yolunda çekingen bir karakterin büründüğü naif cesareti izleyeceksiniz bu filmde. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında bir inspiration filmi bile denebilir :
Henüz göremediğim filmler arasında Oscar adayı Spotlight ;
ve sinemalarla kısa süre önce buluşmuş Carol filmleri var :
Sinemanın bu bereketli sezonunu değerlendirmekte fayda var. Vizyondaki filmler dışında kendinize göre bir İf İstanbul takvimi oluşturup bu sezonun şımarıklığını yaşayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder